Yasak ve dans
Yasak be aslanım sana her şey yasak. Uçmakta yasak kaçmakta, oturmakta
yasak kalkmakta bir tek sevmek ve sürmek serbest. Oda yürek ve motor
hükmünce serbest. Sakla saklayabildiğince. Tevellüd’le aynı vakit bir
küp buldum kucağımda Kırk sene uğraştım ne sevdalarımı doldurabildim,
Nede kederlerimi aldırabildim içine. Redline oldum patladım herşeyi
kırdım küp gene sağlam; İçi dert alabildiğince, “Kırmakta yasak.”
Çok denedim peg’i asfalta sürerek çıkan kıvılcımla dünyayı yakmayı
olmadı; yananda ben oldum kananda. Verdim gazı dibince, Kendimemi
motoramı onuda bilemedim. Rüzgar avunmasında soğuturken asfalt
karasında bedeni, Harlı sevdaları serpiyorum şarampole. Sollama yasak
Tabelası batıyor ciğerime Yeter ulan ağlamaktamı yasak odamı yasak.!
Eski bir orman yolunun kıvrımlarında slalom yaparken. Koku ve
gürüntü esrikliğinde üşüme ürpertilerinde hiç dans etmediğim geliyor
aklıma. Evet oda yasak. Köy girişlerimdeki kasislerden atlarken
motorumla lunapark avunmaları yaşıyorum Balerinde bir çocuk Benden içre
bir çocuk.
Bir tek motor sırtında anarşistim, Bir tek makina sırtında özgür.
Kralların kurallarından sıyrılırken mekanik senfoninin ahenginde
flamenko yapıyorum sele üstünde. Hürriyet nameleri mırıldanırken. Ne
idoller kalıyor ne idealler. Kendi doktirinimi yazarken motor sırtında
özüme kahramanlık yüklüyorum. Kopardığım prangaların sayısınca.
Otoban sürüşlerinde keskin ve bir o kadarda dikbaşlı salvolar
aratmıyor Boines Aires salonlarındaki tangoları. Varsın olsun bizim
şansımıza latin güzeli değilde demir güzeli düşmüş. Bazen azrail
müsadenizle desede olsun; Nasılsa birgün son tangoyu zaten yapacağız.
Bazıları yatak seçsin pist diye. Biz asfaltı seçtik özgürce.