diyelim ki, mesai saati bitti ve siz de akşam 18:30 civarında,
alışılmadık derecede zorlu bir iş gününün ardından (tabii ki tek
başınıza) arabanıza binip evin yolunu tuttunuz.
çok yorgunsunuz ve canınız da
fena halde sıkkın.
müthiş gergin ve sinirli bir haldesiniz…
birdenbire göğsünüzde,
kolunuza ve çenenize doğru yayılmaya başlayan
korkunç bir ağrı
hissediyorsunuz.
en yakın hastaneye sadece on dakikalık mesafedesiniz ama hastaneye ulaşmayı başarıp başaramayacağınızdan bile emin değilsiniz.
ne yapacaksınız???
ilk yardım kurslarına katılacak kadar aklı başında biriydiniz ama
kurstaki eğitmen, sizin başınıza bir şey geldiğinde ne yapacağınızı
öğretmedi!!!
yalnız başınızayken kalp krizi geçirirseniz nasıl hayatta kalırsınız?
pek çok insan kalp krizi geçirdiği sırada tek başına oluyor; etrafta
yardım edecek kimse bulunmuyor. kalp atışları düzensizleşen ve
kendisini bayılacakmış gibi hisseden birinin
bilincini yitirmeden önce
yalnızca 10 saniye kadar zamanı vardır.
bu durumda ne yapmanız gerekir?
cevap:
paniğe kapılmadan üst üste kuvvetlice öksürmeye başlayın.
öksürmeden önce her seferinde derin bir nefes alın; öksürükleriniz
güçlü olsun, derinden gelsin ve uzun sürsün, tıpkı göğsünüzde birikmiş
balgamı atmaya çalışır gibi öksürün.
her iki saniyede bir derin nefes alıp öksürün ve bunu ya yardım gelene
dek ya da kalp atışlarınız tekrar normale dönene dek sürekli yapın.
• derin nefes almak ciğerleri oksijenle doldurur.
• öksürmek kalbe tazyik yapar ve kan dolaşımını rahatlatır.
• kalbe uygulanan bu tazyik, kalbin normal ritmine dönmesini kolaylaştırır.
• bütün bunlar size, bilincinizi kaybetmeden önce hastaneye yetişecek zamanı tanır.